11 Aralık 2017 Pazartesi

tr-art- 1: Konstantin Razumov

tr-art- 1: Konstantin Razumov: Ressam Konstantin Razumov 1974. Moskova doğumlu. Razumov, "İlya Glazounov Akademisi"ni okudu. Onun tarihi resimleri büyük beğ...

1 Kasım 2017 Çarşamba

Fıkralar

Kalp hastası temel
Çok ağır bir kalp krizi geçiren Temel, aylarca süren bir dizi önlem ve
> tedavi sonucu iyileşmiş, taburcu olmadan önce “Sonuçlarınız mükemmel..”
> demiş doktoru Dursun , “15 yaşındaki bir delikanlının kalbi ne kadar güçlü
> ise sizinki de öyle.. İsterseniz koşup futbol bile
> oynayabilirsiniz. .”Temel
> sevinçle evine gitmiş, Fadimeye ” Karicuğum tamamen iyileştum. Bu
> gece daha evvel hiç yapmadiğumuz şekilde bir ‘vahşi aşk’a ne dersun?”
> demiş.
> Fadime bir an düşünmüş, “Bilemeyrum. .” demiş son derece isteksiz,
> “Bole bir aşk kalbini zorlayabilur. Ama doktor bir rapor yazıp imzalarsa
> belki olabilir, riske girmek istemeyrum.. !” diye cevap vermiş.
>
> Temel hemen doktoruna koşmuş, durumu anlatmış,
>
> “Tabii..Tabii. .” demiş doktor Dursun, almış antetli kağıdını eline
> başlamış yazmaya..
> “Bay Temel benim kontrolümdeki hastamdır. Kalbi son derece güçlüdür.
> Çılgın, ihtiraslı, heyecanlı bir seksi ne zaman isterse yapabilir..
>
> İmza Dr. Dursun..”
> “Tamam oldu işte..” demiş doktor,
>
> “Haa.. Bir de Karinizun adı neydi yazıyı ona hitaben yazayum.”
>
> Diye sormuş Temele.
>
> “Boş verun doktor..” demiş Temel sevinçten yerinde duramayarak
>
> “olayı kişiselleştirup kapsaminu daraltmayalım
> ‘İlgilisine’ deyun yeter..”



Elektrik süpürgesi
Elektirik süpürgesi satıcısı bir evin kapısını çalmış. Kapıyı açan kadına:
“Hanımefendi, elimde gördüğünüz kova çöp dolu,” deyip kovayı evin
içinde doğru boşaltmış ve devam etmiş, “Elimdeki elektirik süpürgesi
ile beş dakikada bütün çöpleri temizleyeceğim. Temizleyemezsem,
hepsini afiyetle yiyeceğim.”
Şaşkın kadın satıcıya boş boş bakmış ve:
“Beyefendi, yanında içecek ne alırsınız? Elektirikler kesik!”

Para
Amerika`dan döner dönmez, elindeki kocaman bavulla Meclis kürsüsüne
çıkan Bakan :
- Bu bavulun içinde tam 14.3 milyar dolar var, demiş.
Arkasından da sormuş:
- Bu parayı nüfusumuza bölersek, kişi başına kaç dolar düşer?
Milletvekilinin biri, derhal ayağa kalkarak cevap vermiş
- 26 milyon dolar…
- Ama 14.3 milyarı,70 milyona böldüğümüzde 26 milyon çıkmaz ki…
- Ben, 70 milyona bölmedim ki…
- Kaça böldün?
- 550`ye!..


8 E-posta

Hayatı Uzatan MEME

HAYATI UZATAN MEME... Vatan gazetesinin arka sayfasında “Bu Resim Hayatınızı Uzatıyor” başlığıyla memelerinin üçte ikisi meydanda bir dilber göze çarpıyor. Yanında da şu bilgiler var: “Almanya’da yapılan bir araştırma sağlıklı göğüslere bakmanın erkeklerin yaşamını uzattığını ortaya çıkardı. 500 gönüllü üzerinde yapılan araştırmalarda göğüslere bakan erkeklerin ömrü beş yıl uzuyor. Her gün on dakika boyunca güzel göğüslere bakmak 30 dakikalık aerobiğe eşit ve cinsel isteği arttırıp kan dolaşımını hızlandırıyor. Böylece kalp krizi riski de yarı yarıya iniyor. İngiliz model Kelly Brooks geçen yıl dünyanın en güzel göğüslü kadını seçilmişti.” Ömrüm uzasın diye(Başka bir niyetle değil ha!) bir daha bakıyorum dilberin fotoğrafına ve aklıma yazıdaki “göğüsler” sözcüğü takılıyor. Göğüs memelerin bulunduğu yerin adıdır. “Göğüsler” demek yanlış ama meme sözcüğü müstehcen, basit geliyor olmalı ki çoğu kişi böyle diyor. Meme yerine sine, koyun diyenler de var... Dede Korkut emcik sözcüğünü kullanıyor. Meme demek ayıp sayılıyor! Divan edebiyatında “pistan” deniliyor. Oysa dilimizde “kulak memesi, basur memesi, meme yapmak, bebeği memeden kesmek, meme kanseri, meme büyütmek, meme küçültmek, memeli hayvanlar gibi” memeli sözcük ve deyimler pek çok. Biyolojide insanlar memeli hayvanlar sınıfına giriyorlar... Şair ve yazarlarımız da eserlerinde memelere yer vermişlerdir. Ahmet Altan, “Vatanı bir kadın memesine satarım” diyor... Cahit Külebi “Süt” adlı şiirinde şöyle yazıyor: “Memelerinde domur domur Kaynayan sütü gördüm, Gül yaprağı üstünde Yağmur damlaları gibiydi.” Mahmut Turgut, memeleri buğdaya benzetiyor: “Bir avuç buğday olur memelerin avucumda Öylesine sıcak, öylesine dolgun.” Necip Fazıl Kısakürek bir şiirinde; “Yorgan, Allahsıza kadar sığınak/Teselli pınarı, sabır memesi” diyor. Ahmet Oktay, “Hadi uçsun memelerindeki güvercinler/Hadi cennet ülkeni sun” diye yazıyor. Ali Yüce sevgilisine şöyle sesleniyor: “Bu gece sen uyurken Uyandı memelerin Senin koynundan çıkıp Şiirimin koynuna girdi Orda kaldı memelerin” Şemsi Belli, “Aşkın sıcak memesinden/Dert ve hasret emdi gönlüm” diyerek memeyi kişiselleştiriyor. Fuat Hulusi Demirelli, memelerin örtülüp saklanmasını istemiyor: “Çiçekler yaşar mı havasız susuz Neden böyle dursun memeler mahpus?” Âşık Duran şu ilginç benzetmeyi yapıyor: Gül memenin ara yeri Hacca giden yola benzer” Karacaoğlan meme sözcüğünü hiç çekinmeden kullanır: “Emsem de doyulmaz yavrum tadına Karışmış kaymağa bal memelerin ... Açılmış goncadır gül memelerin ... Kız senin göğsüne süngüm dayarım Dayarım da gül memenden emerim ... Şu tombul memenden ver bana nişan Del’ediyon öldürmüyon ne fayda ... Seherde uğradım dostun köyüne Hoş geldin sevgilim in dedi bana Tomurcuk memesin verdi ağzıma Yorgunsun sevdiğim em dedi bana ... Bahçende gülün güllenmiş Şeyda bülbülün dillenmiş Koynunda memen kirlenmiş Emilmeyi emilmeyi” Manilerimizde de meme sözcüğü sık görülür: “Değirmen sala benzer Kız dilin bala benzer Terlemiş memelerin Erimiş bala benzer” *** “Ayağında mesler Yere vurmadan sesler Koynundaki memeler İkimizi de besler” *** “Halkalı dereleri Güderler develeri Oturmuş koyun sağar Terlemiş memeleri” *** “Karanfilim biberim Sen gel de ben gideyim Koynundaki memeyi Çoban olur güderim” *** “Yayladan iner atlar Hem atlar hem otlar Fazla sıkma cepkenini Kız, memelerin patlar” *** “Martinim omzumda Hurmalar boğazımda Uyudum uyandım ben Gül memeler ağzımda” *** “Ne melektir ne peri Gül kokuludur teri İki meme arası Cennetin orta yeri” Şarkı ve türkülerimizden memeli olanlar daha çok ilgi çeker, yankı uyandırır. İbrahim Tatlıses, “Dam üstünde un eler/Tombul tombul memeler/ Memeler baş kaldırmış/Kavuşmuyor düğmeler” demişti de yer yerinden oynamıştı. Sezen Aksu da dilberlerin memelerini hoplatarak oynamalarını istiyor, “Salla gül memeler çağlasın/ Salla yer yerinden oynasın” diye sesleniyor bir şarkısında. Kadınların ilk göze çarpan yerleri memeleridir. Anatol France, “Memesiz bir kadın, yastıksız yatağa benzer” diyor. Pierre Belfond’a göre, “Birçok kadında, ne zamanki memeler sarkmaya başlar, bilinç düzeyi yükselir.” Eski şarkıcılardan Nigar Uluerer, memelerinin iriliği yüzünden “Nigar Ulumemeler”, Banu Alkan “Banu Balkon”, filmlerde memelerini göstermekten çekinmeyen Zerrin Egeliler “Zerrin Memeliler” diye anılmışlardı. Nadide Sultan iri memeleriyle gündeme gelmişti. Sevda Demirel memelerindeki silikon patlayınca kendinden söz ettirmişti... Cemal Nadir’in bir karikatüründe çocuğuna meme veren ve ona ağzı sulanarak bakan erkekler var. Çocuk verilen memeyi almayınca kadın çocuğuna şöyle diyor: “Al, yoksa amcalara veririm ha!” İki kişi konuşuyorlar. Biri Merih’e gittiğini söylüyor. Öteki orada ne gibi bir değişiklik olduğunu soruyor. Merih’e giden, “Pek fark yok ama kadınlarla dans etmek çok güzel oluyor.” Diyor. “Niye?” denince yanıtı şu:” Kadınların memeleri sırtlarında da ondan!” Ben de bu konuda bir şeyler yazdım. Aşağıda sunuyorum: Kadını çirkinleştiren somurtma ve gülmeme Kadını güzelleştiren gülme ve gül meme! Kadının erkekten istediği gözünün kendisinden başkasını görmemesi, dövmemesi, ezmesi... Erkeğin kadından istediği ise dudağı, bacağı ve memesi... Altına serileyim Yap kendine bir halı Göğsündeki memenin Ben olayım hamalı. Bu isteğe hayır diyecek erkek var mı acaba? ERHAN TIĞLI ************

DİLDEKİ SİVİLCE

DİLDEKİ SİVİLCE 

Bahçelerde börülce 
Dilde çıktı sivilce 
Amerika’dayım sandım 
Yaban sözleri duyunca. 
*** 
Bahçelerde börülce 
Gezer gelin görümce
AB’ye girdik sandım
Çarşı pazara gidince.
***
Bahçelerde börülce
Çoğalıyor sivilce
Cinler tepeme çıktı
Bebekler “bay bay” deyince!
***Erhan Tığlı*** 

Evde Harika kız ve Mükemmel Oyun Havası

26 Temmuz 2017 Çarşamba

KİRLİ RUHLAR



KİRLİ RUHLAR
Doğanın mavisini yeşilini
demir beton bloglarla
çer çöple kirletenlerin
fabrika bacalarıyla duman edenlerin
karanlıktır özleri
şiir pınarları kuru
güzelliklere kördür gözleri

21 Nisan 2017 Cuma

MUTLULUK GELİNİ



Çay benim çeşme elin
deniz benim balık elin
yoksullara yüz vermez
zenginlerle evlenir
mutluluk adlı gelin

Imágenes Arte Pinturas: Paisajes Rústicos Decorativos

Imágenes Arte Pinturas: Paisajes Rústicos Decorativos: Pintor José Raúl Rodríguez Galán (Colombia) PAISAJES RUSTICOS PINTADOS EN OLEO Cuadros Decorativos de Pueblos / Pinturas Paisajes Rur...

15 Nisan 2017 Cumartesi

Art et glam: Peder Mork Monsted, le peintre aux paysages réalis...

Art et glam: Peder Mork Monsted, le peintre aux paysages réalis...: Peder Mork Monsted (1859-1941), est un peintre réaliste danois. Il est célèbre pour ses magnifiques paysages qui sont d'un exceptionn...

3 Mart 2017 Cuma

Çizelim mi?!

kötülğün çirkinliğin üstünü
güzelliklerin altını çizelim
sevgi ve dostluk yolunda
doludizgin at sürelim

9 Şubat 2017 Perşembe

Cuadros Modernos: Cuadros de paisajes bonitos

Cuadros Modernos: Cuadros de paisajes bonitos: Cuadros de Paisajes Bonitos Pinturas al Óleo de Paisajes Bonitos Paisajes Pintados en Óleo Sobre Lienzo Cuadros Bonitos de Paisajes Pintur...

17 Ocak 2017 Salı

DİDİMLİ ŞİİR


İnsanı sarhoş eder
Şu Didim’in bağları
Ege’nin yıldızıdır
Nazlı Didim kızları
Arımıza bal sunar
Çiçekli dudakları

**%%&&**


4 Ocak 2017 Çarşamba

KİTABIN DOSTLUĞU KALICIDIR

KİTABIN DOSTLUĞU KALICIDIR
Dost uzakta olsa bile yakınımızda hissettiğimiz, en soğuk bir günde dahi sıcaklığını duyabildiğimiz kişidir. Bizi doğruya, iyiye, güzele yöneltmek, yalnızlıktan, kimsesizlikten kurtarmak onun işidir. Kimi zaman kalabalıkta dertlerimizle baş başa kalırız, derdimize derman olacak bir insan bulamayız yanımızda, yöremizde. Dostumuz, arkadaşımız uzaktadır. Telefonlar gidermez özlemimizi. Oysa kitap her zaman, her yerde emrimizde ve hizmetimizdedir. Dostlarımızın da kendilerine göre dertleri vardır. Bizi dinlemekten sıkılabilirler. Kitap böyle değildir. Bizi karşılık beklemeden avutur, teselli eder, sıkıntımızı giderir. Arkadaşımız nazımızı, kaprisimizi çekemez, sabrı taşar, kızar. Kitap ise her şeyimize katlanır. Fırlatıp atmamıza bir şey demez. Donuk hayatımızı canlandırır, renklendirir. Onunla yaşamaktan zevk alırız, karamsarlıktan, kötümserlikten sıyrılırız.
Ağaç yaş iken eğildiğine göre, çocuğumuza küçük yaşta kitap sevgisi aşılamalı, okuyamasa bile, eline kitap vermeliyiz. Kitap renkli, resimli olursa daha iyi olur. Hele bu resimler çocuğun hayal gücünü kurcalayacak, güçlendirip geliştirecek türden iri, basit ve ilgi çekici biçimdeyse çocuk kitap karıştırmaktan zevk almaya başlar. Kendiliğinden kitap arar, bulunca sevinir, mutlu olur. Kitap onun dostu, arkadaşı haline gelir. Bu yöntemin öğretici, eğitici yanı, çocuğun harfleri görmesini, tanımasını sağlamak, dikkatini ve belleğini işletmesidir. Okul öncesinde çocuklarımıza, kocaman sayfalarını rahatça çevirebileceği kitaplar verilmelidir. Renkler belirgin, resimler ayrıntısız olmalıdır. Okuma yazma bilmeyen çocuklar, kitaptaki masalları resimlerde görmelidir. Bunun için kitap bir büyüğü tarafından yavaş yavaş, açık seçik, anlaşılır ve anlamlı bir ses tonuyla okunmalıdır. Böylece yavrunuzla kitap arasında sıcak bir dostluk kurabilir, onu arkadaş olarak görmesini sağlayabilirsiniz.
Kerim Evren, Dil Yarası adlı yazısında kitabın dostluğuna, kültür ve uygarlığın gelişmesindeki rolüne değinerek örnekler veriyor: “Selahattin Duman, büyük bir keyifle okuduğum yazılarından birinde, evdeki eşyalarının ve kitaplığının rengine uygun ansiklopedi sipariş eden birini yazmıştı. Üstelik yanlış hatırlamıyorsam, Duman’ın sözünü ettiği bir entelektüel kişiydi. Entelektüel okumazsa kim okuyacak?
Cemil Meriç, değeriyle tanınmışlığı ters orantılı bir yazarımızdır. Jurnal adlı kitabında şunları yazıyor: ‘Granit homurdanır mermer gülümser. Yalnız kitap konuşur. İnsanı kertenkele olmaktan kurtaran soyumuzun hafızası. Kaybolmayan mazi.(...)Kitap binlerce yılın ötesinden gelen ve binlerce yıl öteye taşan ses. Kitap bütün peygamberlerin mucizesi... “
Dostlarımız bir gün ölür ya da çeşitli nedenlerle bizden uzaklaşırlar. Oysa kitaplar, kitapların dostluğu ölmez. Yani her dostluk geçici ama kitabın dostluğu kalıcıdır. Biz de bu özverili, erdemli dostumuza dostluk edelim, onun değerini bilmeyen kişilerin eline geçmesine izin vermeyelim. Eğer insanım diyorsan, daha çok insan olmak istiyorsan kitap oku, yırt at bencilliğin üstümüze örttüğü karanlığı, gider bizi şaşkına çeviren bu kitapsızlığı, bu şoku.
Erhan Tığlı